Gebelikte Beslenme
» Gebe kadının enerji ve besin ögesi gereksiniminin karşılanması ve besin öğesi depolarının dengede tutulması,
» anne karnındaki bebeğin büyümesinin ve gelişmesinin sağlanması ayrıca bebeğin, yetişkinlik döneminde oluşabilecek kronik hastalıklarının (kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon vb.) görülme riskinin önlenmesi,
» emziklilikte süt yapımında gereken besin ögesi deposunun oluşması için ,
gebelik döneminde kişiye özgü bir beslenme programı gerekir.
Kalsiyum ve D vitamini: Kemik ve dişlerin büyük çoğunluğu kalsiyumdan oluşmaktadır. Kemik, diş yapımı ve gelişimi için kalsiyum gerekmektedir. Kemik ve dişin yapısında bulunan kalsiyumun kullanımında ise D vitamini gereklidir. Bunun için kalsiyumdan zengin besinler (süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, pekmez ve kurutulmuş meyveler vb.) tüketilmelidir. D vitamini, besinlerle yeterli düzeyde karşılanamamaktadır. D vitamininin en iyi kaynağı güneştir. Güneşi bol olan ülkemizde D vitamininden yeterince yararlanılmalıdır .
Demir: Gebelikte demir gereksinmesi artmaktadır. Gebelikte kan hacminin artması, bebeğin gereksinmesinin fazla oluşu, demirin besinlerle yetersiz alımı ve vücutta iyi kullanılamaması ve bağırsaklarda parazit olması durumunda kansızlık oluşur. Gebelikte kansızlık sonucu bebek yeterli demir deposu ile doğamamakta, bebekte kansızlık oluşmakta ve kansızlık doğumda anne ölümlerine neden olabilmektedir. Kansızlığın önlenmesi için demir yönünden zengin olan et, tavuk, balık, yumurta, pekmez, kuru baklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve kurutulmuş meyvelerin tüketimine önem verilmelidir. Özellikle bitkisel kaynaklı demirin vücutta kullanımını artırmak için her öğün C vitamini içeren besinlere (domates, turunçgiller, yeşil biber vb.) yer verilmelidir. Çay ve kahve demir emilimini engellediği için yemeklerle birlikte içilmemelidir. Eğer çay tüketilecekse iki öğün arasında açık ve limon eklenerek alınmalı veya bitki çayları (ıhlamur, nane, kuşburnu, adaçayı) tercih edilmelidir.
İyot: Büyüme ve gelişme için önemli bir mineraldir.
İyot yetersizliği;
– Gebe kadınlarda düşüklere, ölü doğumlara, guatra,
– Bebek ve çocuklarda büyüme ve gelişme geriliğine,
– Gençlerde guatra, büyüme geriliğine, okul başarısızlığına, anlama ve öğrenmede güçlüklere,
– Yetişkinlerde guatra, hipotiroidiye , zihnin yeterli çalışmamasına, güçsüzlük ve verim düşüklüğüne neden olmaktadır.
İyot yetersizliği olan bireylerde, radyasyona karşı duyarlılık ve tiroit kanseri riski artmaktadır. İyot yetersizliği, dünyada önlenebilir zekâ geriliğinin temel nedenidir.
Tüm yaş gruplarında iyot alımının yeterli düzeyde olması büyük önem taşır. Bunun en kolay ve ucuz yolu iyotlu tuzun tüketilmesidir. İyotlu tuz ışık ve güneş görmeyen, nemli olmayan bir ortamda, koyu renkli ve ağzı kapalı kaplarda saklanmalıdır. İyotlu tuz, yemeklere yemek piştikten sonra ateşten indirmeye yakın eklenmelidir. Sağlıklı nesiller için iyotlu tuzun kullanılması sağlanmalıdır.